TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Travma sonrası stres bozukluğu nasıl tedavi edilir?

Bilinmesi önemli bir nokta: Travma sonrası stres bozukluğu iyi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Travma sonrası stres bozukluğuna maruz kalmış birçok insan profesyonel yardım almayı, kendi mesleğine dönmeyi, hayatını aktif olarak ve dolu dolu yaşamayı başarmıştır.

Travma sonrası stres bozuklukları psikoterapi ile başarılı olarak tedavi edilebilir. Travma sonrası stres bozukluğunun psikoterapi yardımıyla tedavisinin amacı, mağdurların yeniden günlük hayatlarıyla başa çıkabilmeleri ve şimdiki hayat durumlarında, travmatik olayla ilgili yoğun duygu ve düşüncelerin bastırması sonucu herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın, travmatik yaşantıyı geçmişteki hayat hikayelerinin bir parçası olarak kabul edebilmeleridir.

 

Travma sonrası stres bozukluğunun psikoterapiyle tedavisinde, travma odaklı bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımlarının ve EMDR yönteminin (Eye Movement Desensitization and Reprocessing / Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme ) özellikle etkin oldukları saptanmıştır. Her iki yaklaşım özellikle travma sonrası stres bozukluğu olan insanların özgül ihtiyaçlarına uygundur. Her iki yöntem de travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konan veya travma sonrası stres bozukluğunun önemli belirtilerini (mesela kaçınma davranışı) gösteren insanlara uygulanabilir.

Ayrıca rehberlikle yürütülen bilgisayar bazında travma odaklı bilişsel-davranışçı terapinin de etkin olduğu saptanmıştır. Burada terapi içerikleri teknik bir medya aracılığıyla (mesela bir online-platformu şeklinde) iletilir. Bundan başka mağdurlar uygulama sırasında terapistlerden destek alırlar. Bu desteğin amacı, mağdurun müdahale sürecine katılmaya devam etmek için motivasyon kazanması ve/veya yerine getirdiği görevler için geri bildirim almasıdır. Bilgisayar bazında travma odaklı bilişsel-davranışçı terapi, mağdurlar bu tedavi türünü yerinde yapılan bir tedaviye (travma odaklı bilişsel-davranışçı terapiye veya EMDR’e) tercih ettikleri zaman önerilmelidir. Ancak bu terapi biçimi her durumda ve bütün mağdurlar için aynı derecede uygun değildir. Mesela kendini yaralama eğilimli davranış gösteren veya travma ardından çok şiddetli yakınmaları olan insanlara uygun düşmez.